Add to Flipboard Magazine.

30 Eylül 2006

BURCU ERDEM'İN MUHATABI HÂLÂ SUAT GEZGİN'DİR

Merhaba, Size iletilen yazı yayınlanmak üzere gönderilmemiş ve yayınlanması konusunda tarafımdan izin alınmamıştır.

Diğer yandan yazıma atılan başlıkta, ilgiliyazının muhatabı Prof. Dr. Suat Gezgin olarak işaret edilmiştir. Oysa bensize gönderdiğim yazıda yazımın muhatabının kim olduğunu açıkça yazmıştım: Prof Dr. Veysel Batmaz. Sorularım kendisinedir. Yazıyı ya orjinaline uygunbiçimde, içeriğini saptırıcı başlık, yorum v.s. kullanmadan ve bu yazımı daekleyerek yayınlayınız ya da acilen yayından kaldırınız.Çünkü ben ilgili konuda kendisine yönelik eleştirim varsa bunu Prof. Dr.Suat Gezgin'le karşımda ciddi bir muhatap bularak konuşabiliyorum ve kişiselolarak bu konuşmayı internet sitesi üzerinden yapmayı uygun bulmuyorum.Bunun için kimsenin aracılığına ihtiyacım yok. Üstelik kendisi pek çokaçıdan çok değer verdiğim bir hocadır. Lütfen gereğini yapın, yayıncılıkahlakı bunu gerektirir.Teşekkür ederim.
BURCU ERDEM

Vistilef Editörler Grubunun Notu: Veysel Batmaz, Vistilef'e yaptığı açıklamada, "Burcu Hanım, Suat Gezgin'i, sorularının yanıtı ile ilgili olarak 'ciddi bir muhatap' gibi, bulup konuşabiliyorsa, mesele zaten hâl yoluna girmiştir. Sözkonusu öğrenciye Suat Gezgin cevap verebiliyorsa, bana soru yöneltmesine, gizli veya açık, gerek yoktur." demiş ve eklemiştir: "Çünkü sorularının tam ve tümel muhatabı şu anda Rektörlüğün LÜZUM-U MAHKEME kararına rağmen, Dekandır. Ayrıca Burcu'nun soruları Gazetecilik Bölümü ile ilgilidir. Sorguladığı temel nokta ise Dekan ve Fakülte Yönetim Kurulu ile ilgili bir sorudur."

Bu konuda Vistilef Yayın Grubu olarak, Suat Gezgin'e de, Veysel Batmaz'a da, kişi olarak, yayınımız açıktır. Vistilef Blog'una, Vistilef e.mail grubuna ve Veysel Batmaz'a gönderilen her yazı ve yayın içeriği, gerek görülürse ve kamusal ve güncel öneme haizse, Vistilef'te yayınlanır. Bu durum, kerelerce Vistilef üyelerine ve okurlarına duyurulmuştur. Yayınlanmasını istemediğiniz şeyleri Vistilef'e göndermeyin. Vistilef Yayın Grubu şeffaf bir yayın organıdır. Amacı İletişim Fakültelerini geneline, sert ve haşin eleştiri, ikâz ve bilimsel katkı yapmaktır. Ayrıca, Veysel Batmaz da, defalarca, kişisel soruların muhatabı olmadığını; kamusal olmayan, kamuya açıklanmayan ve Fakülteyi ilgilendirmeyen sorulara ne kişisel, ne de kamuya açık yanıtlar vermeyeceğini tüm Vistilef üye ve okurlarına defaatle duyurmuştur.

SORUNUN MUHATABI SUAT GEZGİN ve GAZETECİLİK BÖLÜMÜDÜR!

1. MEKTUP:

Prof. Dr. Veysel Batmaz’a,

Vistilef internet sitesindeki yazıları -bir araştırma görevlisi arkadaşımın önerisiyle- bir süredir takip ediyor dolayısıyla hak, hukuk, yolsuzluk, akademik bilimsellik kavramlarının sıkça geçtiği yazılarınızı ilgiyle okuyorum. Ancak "YENİ YILINIZ HUKUKLU OLSUN! İLETİŞİMDE 2005 ATILIMI" başlıklı, maalesef siteyle geç buluşmam dolayısıyla hayli gecikmeli olarak okuduğum ve benim, hak-hukuk kavramlarını sıkça zikreden tarafınıza karşı güvenimi ve bu okulda bir şeylerin düzelebileceğine dair umudumu yitirmeme yol açan bu yazının kimi bölümleriyle ilgili size sormak istediğim bazı şeyler var. Zman ayırıp yanıtlarsanız çok sevinirim.

Sayın Hocam, Süleyman Türkoğlu arkadaşımızın 3 yıldır İletişim Fakültesi teknik işlerinde angarya olarak çalıştırılması ve emek sömürüsü nedeniyle, araştırma görevlisi olarak atanması gerektiğini nasıl önerdiğinizi anlayamıyorum. Sizce bir araştırma görevlisinin taşıması gereken nitelikler web sayfası hazırlayabilmek veya mizanpaj yapabilmek midir? Bu nitelikler uzun süre tartışmasını yürüttüğünüz bilimsel yayın, üretim gücünü karşılar mı? Yani bu nitelikler sizce araştırma görevlisi olarak atanmak için yeterli midir? Sizce bu vasıflarla kadroya dahil edilen bu arkadaşlara da, bir 10 yıl sonra birilerinin çıkıp diploma veya tez sorması küçük bir ihtimal midir? Bunu önerirken, çok sayıda sınavdan tamamen kendi emeğiyle geçen ve taşıdığı niteliklerle akademisyen olmayı çok daha fazla hak eden bir başka yüksek lisans ya da doktora öğrencisinin haklarının gasp edildiğini nasıl düşünmezsiniz? Teknik uzmanlıkları olan arkadaşların araştırma görevliliği dışında yerleştirilecekleri kadrolar (örn: Uzman kadrosu gibi) yok mudur?

Eğer böyle düşünüyorsanız, son yıllarda İ.Ü. İletişim Fakültesi'nde yapılan araştırma görevlisi seçimleriyle ilgili hiçbir sorun yoktur. Gerçi yakında fakülte bünyesinde, bilimsel yayın üreten akademisyenden çok mizanpajcı veya bilgi işlemci olacak ve mizanpe edecekleri bir şey bulamayacaklar ama olsun... Sizinde bildiğiniz gibi İ.Ü.'de araştırma görevlisi kadrolarına başvuru için LES ve ÜDS yeterli puanları ve İ.Ü. de yüksek lisans veya doktora yapıyor olma zorunluluğunun yanı sıra ilgili fakültenin yapacağı yazılı veya sözlü sınavlardan geçecek yeterliliğe sahip olma koşulları aranmaktadır. Her seferinde kadroya alınacak kişinin önceden belli olduğu bu göstermelik sınav aşamalarının adilliğinin sorgulanması yerine, söz konusu kurumda kendi kişisel kabulleri çerçevesinde 3 yıldır angarya işler yapmak üzere istihdam edilen arkadaşlarımızın emek sömürüsünün çözümünü, akademisyen olarak kadroya alınmaları olarak tarif etmeniz son derece şaşırtıcıdır. Aslında bunu savunabilecek pek çok kişi vardır ancak benim için şaşırtıcı olan sizin gibi saygın ve adaletten bu kadar sık söz eden bir hocanın işin bu kısmını görmezden gelmesidir. Size bu yazıyla ilettiğim kaygılarım konusundaki düşünceleriniz hususunda, beni aydınlatırsanız çok sevinirim. Zira durum, hiç de aydınlık görünmemektedir.

(Lütfen aynı koşullarda kadroya alınan arkadaşların şu anki durumları konusunda bilgi edininiz. Aralarında 3 yıldır bir yüksek lisans tezini tamamlayamayarak şu anda okuldan atılma durumunda olan; doktora yeterlilikte iki lafı bir araya getiremedikleri dilden dile dolaşan; doktora derslerinde bilgisizlikten ve ilgisizlikten maskara olan araştırma görevlileri var).

Saygılarımla,
BURCU ERDEM
(İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Doktora Öğrencisi)


EK ve NOT: Yazıma esas olan Vistilef Editörler Grubu imzalı, “Yeni Yılınız Hukuklu Olsun” adlı yazının ilgili bölümleri ektedir:

"YENİ YILINIZ HUKUKLU OLSUN !
İLETİŞİMDE 2005 ATILIMI:İSTANBUL ÜNİVERSİTESİİLETİŞİM FAKÜLTESİ’NİN2005 YILI DEĞERLENDİRMESİ2005 yılının son ayında ise aslında son beş yılın tüm hukuksuzluklarını bir kez daha hangi sallapatiliklerle, hangi karakuşiliklerle, hangi keyfi ceberutçuluklarla oluştuğu hakkında bir fikir veren iki küçük ama önemli olay da oldu.
İletim gazetesinin çıkartılması ve Web sayfaları için üç yıldır angarya şeklinde çalıştırılan; son bir yıldır da Mediko-Sosyal’den öğrenci bursu niteliğinde 100 YTL’lik bir aylıkla, hukuki statüsü meşkuk şekilde çalışan Süleyman Türkoğlu arkadaşımızın, Yönetim Kurulu’nda, Veysel Batmaz’ın “gerekçeli kararla, Araştırma Görevlisi kadrosuna alalım, yoksa Rektörlük red eder” uyarısını yerine getirmeyen Dekanlığın vurdumduymazlığı ile kadroya atanması Rektörlükçe uygun bulunmadı. Bu üzücü durumun yaratılmasında Dekan’ın bizzat kusuru vardır. Aynı şekilde, ikinci olay da Ahmet Kadri Kurşun’un doktoraya alınmasında yaşanmıştır. Askere celp edildiği tarihte yapılan bu işlem de hukuksuzdur ve Kurşun’a ilerdeki mesleki hayatında güçlük çıkartacaktır.

Dakan’ın hukuka uymamasının cezasını, meslekte ilk basamakları çıkanlar yaşamaktadırlar. Bu konuda Rektörlüğün de işe elkoyması, akademik yapılanmaya karışmadan, Fakülteyi hukuksallığa oturtması gerekmektedir.

İLETİŞİMDE 2005 ATILIMININ 2006 RESTORASYONUNA dönüştürülmesi için Vistilef, bilimsel, hukuksal ve kamusal olarak göreve hazırdır.

Herkese hukuk dolu yeni bir yıl diliyoruz. İLETİŞİMDE 2005 ATILIMI, 2006’da da sürecek...Güzel bir İLETİŞİMSEL EYLEM, GÜZEL BİR FAKÜLTE OLUŞTURACAK. FAKÜLTE “BECERİ” DEMEKTİR.

Vistilef Editörler Grubu"

2. MEKTUP

From: "Burcu Kaya" <bkaya440@hotmail.com>
To: serdartasci@hotmail.com
CC: bkaya440@hotmail.com
Subject: ÖNEMLİ- ELEŞTİRİ
Date: Fri, 29 Sep 2006 17:25:58 +0000>

Merhaba, Bir kaç gün önce Prof. Dr. Veysel Batmaz'a bir eleştiri yazısı göndermiş ve bu yazıya alacağım cevaplarla kafamda oluşan soruişaretlerinin giderilmesini ummuştum. Oysa herhangi bir yanıt alamadım. Benim eleştirime temel olan yazı, sizin de editörler grubunda olduğunuzu tahmin ettiğim Vistilef İnternet sitesinde yer alan, Vistilef Editörler Grubu imzalı bir metindi. Dolayısıyla eleştiri yazım sizi de ilgilendiriyor. Prof. Dr. Veysel Batmaz'a hitaben yazılan bu yazımı okur ve siz cevap verilmesine katkıda bulunursanız çok sevinirim.Bu metni yazmama neden olan yazınızın ilgili kısımları ve eleştiri >metnim ektedir...
Teşekkür Ederim,
BURCU ERDEM
(İ.Ü. İletişim Fakültesi Doktora Öğrencisi)

3. MEKTUP

Merhaba,
Veysel Bey neden cevap vermedi bilemem ama ne ben ne de Veysel Bey teknik eleman olmanın akademisyen olmaya yeterli olmadığını bilmeyen kişileriz. O yazının yazıldığı günün bağlamı farklıydı ve şimdi senin olduğun noktadan bakmak metin analizi için yanlış bir durum. Veysel Bey’in hem hoca hem akademisyen olarak titizliği ve bilim-hukuk çabası doğru olduğu için blok olmasak da aynı kulvarda gözüküyor, görülüyoruz. İlgi duyuyor isen okuldaki konulara biraz daha hakim olmalı ve dekan hakkında benim yaptığım suç duyurusu üzerine açılan soruşturma sonucu verilen DEKANIN YARGILANMASI GEREKTİĞİ rektörlük kararını takip etmen gerekiyor. Ben editörler grubu gibi müstearlar kullanmıyorum, kendi yazılarımı kendi adımla yazan birisiyim. Bilim de böyle ilerler… Bu cevap benim cevaplarımdır, Veysel beyi bağlamamaktadır. Onun yanıt verip vermeyeceği kendi kararıdır.

SERDAR TAŞÇI

Vistilef'i Notu: Serdar Taşçı Vistilef'e katkıda bulunan ancak Vistilef Editörler Grubu'nda yer almayan bir araştırma görevlisi arkadaşımızdır. Kendi adı dışındaki yazılar, Serdar Taşçı'yı bağlamaz.



26 Eylül 2006

RUSYA İLE YENİ AKADEMİK İLİŞKİLER:


İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümümüz, RUSYA URAL DEVLET ÜNİVERSİTESİ Gazetecilik Bölümü ve AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü ile akademik işbirliğine başlıyor.

43. Altın Portakal Film Festivali’ne TÜRSAK Yönetim Kurulu Üyesi olarak katılan Prof. Dr. Veysel Batmaz, Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ümit Atabek’in davetlisi olarak, Rusya Ural Devlet Üniversitesi Gazetecilik Bölümü Başkanı Prof. Dr. Dmitry Strovsky ile birlikte, her üç bölümün öğrenci alışverişi, ortak sempozyum düzenlemek ve yayın yapmak konusunda ilke kararı aldılar. Ural Devlet Üniversitesi, Rusya’nın üçüncü büyük kenti olan Ekaterinaburg’da, otuz bin öğrenciye sahip bir üniversite. Gaztecilik Bölümü ise genel bir kitle iletişim bölümü olarak eğitim yapıyor ve bünyesinde halkla ilişkiler, reklamcılık, radyo-televizyon gibi alt bölümleri barındırıyor. Her üç bölümün ilk bilimsel etkinliği Şubat 2007’de planlanan bir “Yeni Bir Kitle İletişim Paradigmasına Doğru” başlıklı bir Tartışma Atölyesi. Atölye Akdeniz Üniversitesi’nde yapılacak ve her üç bölümden 3 ile 5 katılımcıyla sınırlı olacak. Bu Atölyenin sonuçları Rusça, Türkçe ve İngilizce olarak yayınlanacak. Daha sonra, her üç bölüm sırasıyla birbirlerini konuk ederek, bilimsel ilişkilere devam edecek. Bu ilişkiler aynı zamanda kısa ve uzun dönemli öğrenci ve öğretim üyesi takası şeklinde sürdürülecek. (Fotoğraf: Soldan sağa, Prof. Dr. Ümit Atabek, Prof. Dr. Dmitry Strovsky, Prof. Dr. Veysel Batmaz)

06 Eylül 2006

MAHÇUP ve MAHFUZ POLEMİK

Vistilef'in Notu:

Nuran Yıldız, Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi'nde doçenttir. Sabah'ta da iletişim ile ilgili yazılar yazmaktadır. Aşağıdaki yazısında Ali Atıf Bir'den bahsetmektedir. Ancak bir biliminsanına uygun olmayan tarzda, Ali Atıf Bir'in adını zikretmekten çekinmektedir. Ona ima yoluyla, göstergesel --semiolojik--anolojik-- bir tarzda 'gönderme' yapmaktadır: Yazısının başlığında, "'Bir' uzman profili" diyerek... Neden? Bilimsel polemik üniversitenin tadı tuzudur. Polemik olmadan bilim gelişmez. Vistilef olarak, Doçent Yıldız'ın bu kadar mahçup olmasını anlayamadık... Vistilef uyarıyor: Ad verin, kişiyi hedef alın, göstergelere saklanmayın; kodlamayın... İletişim analizi, kod açma, gösterilen ile gösteren arasında ilişki kurma ve bu ilişkiyi neden-sonuç ilişkisi içine sokmaktır...

Şimdi Nuran Hanım'ın mahçup yazısı:

Nuran Yıldız (3 eylül) Sabah'ta yazmış....

'Bir' uzman profili

İletişim yazarlarından 'bir'i geçen pazar reklamın, pazarlamanın uzmanlık işi olduğunu, "bu konudaki uzmanlığın nereden geliyor bile demeden önüne gelene köşe yazdırıldığını" yazmış.İletişim etiği beş paralık hale getirilirken, kulaktan dolma bilgilerle sektör yanlış yönlendirilirken yazarın sessiz kalıp, şimdi bu konudaki telaşını anlamak güç. Türkiye'nin en köklü ve saygın iletişim fakültesinde hoca olmam nedeniyle, soyadının etkisinde fazla kalıp 'bir' uzman kendisi var sananların yazdıklarını analiz etme gereği doğdu. Uzman iletişim yazarı olmak; Orkid ve Kotex gibi iki büyük markanın kalite kontrolünü kendi hane halkına yaptırmak, Cisil Hanımı pazar araştırmasında bilimsel kriter olarak kullanmaksa, Arçelik algısına ilişkin HTP verilerini analiz ederken, 2006 içinde yüksek görünen Ekim 2005'in Şafak Sezer'le değil, Arçelik'in en yüksek reklam harcaması yaptığı dönemle ilgisi olduğunu, düşük algı oranı olan Temmuz 2006'nın ise bu işi bilmeyenlerin bile kolayca anlayacağı yaz dönemindeki reklam azalması olduğunu fark etmemekse, Geçmişte AGB'nin danışmanı olduğu ve araştırma panelini belirlediği için kendisine köşe verildiği söylentisinin muhatabı olmaksa, Firmaları kendi gazetesine reklam vermek konusunda yönlendirmek, "bir tek benim gazetem yeter" diyecek kadar nesnellikten uzak olmak ve medya planlamasında firmaların kendi karlılığını analiz edemeyecek yöneticilerden oluştuğunu düşünmekse, Çok satmakla çok okunmak arasındaki reklam etkililiği açısından farkı bilmemekse, Habermas'ın "bilgiye dayalı çıkar" kavramından bir tek "çıkar" lafının akılda kalmasıysa, Ve bu özellikleri taşıyanlar uzman iletişim yazarıysa "bir" uzmanımız var."Hocalık" taşıması zor bir iştir ve tek serveti de saygın olmaktır.

(Bu yazıyı dikkatimize sunan Dr. Murat İri'ye teşekkür ediyoruz.)

03 Eylül 2006

Yaz bitti, polemik yeni başladı...

“Vistilef e.mail grubunda” polemik...

(Bu konuda kaşınanlara duyuruyoruz: “Visilef e.mail grubu” ile “Vistilef Web-Internet Siteleri” iletişimsel, hukuksal ve iletişimsel eylem olarak aynı şeyler değildir. E.mail grubu kişiye özel haberleşme hakkı kapsamında, içeriği sadece üye kişilere gönderilen bir mektuplaşma biçimidir. Haberleşme özgürlüğü kapsamındadır. “Vistilef Web-Internet Siteleri” (şu anda okuduğunuz siteler) yayıncılık kapsamında, kamuya açık, enformasyon dağıtıcılarıdır. Kaşınanların avukatlarına duyurulur... Siz de karıştırmayın... Bu "iletiler" izinlidir.)


31 Ağustos 2006, saat 19:49 PM, Veysel Batmaz yazdı:

"Benim de böyle bir-iki sapığım var. Söylemekten neden çekineyim; Google'da 'Hitiniz' 123.000'i aşarsa, TV'de program yapar ve günlük gazetede köşe yazarsanız, 'Algılama Yönetimi' diye 470 sayfalık bir kitaba imza atmış, üniversitelerde hocalık yapıyorsanız, üç iletişim şirketinin ana ortağı iseniz, bu şirketler Türkiye'nin en büyüklerinden 100'den fazlasına hizmet veriyorsa, iletişim danışmanlığı işinden çok verdiğiniz konferanslardan para kazanıyorsanız, tabii ki sapıklarınız olacak.. Benim gibi ya da benden çok daha fazla ve pek çok farklı alanda katkılarını kanıtlamış olup da tepesini attıracak kadar sapığı bulunanların da iletişim açısından yapacakları tek şey 'susmak'tır. " (Ali Saydam)

Öncesi ve sonrası: http://www.superpoligon.com/oku.asp?id=19415 da...


3 Eylül 2006, saat 16:18, İrfan Çiftçi yazdı:

Veysel Hocamız hoş eli epey dolu gelmiş...Hoş geldiniz...

Bu ASaydamcık'ın hayattaki en önemli işi NPQ dergisi olup gerisi bilindiği gibi nal toplayıcılık veya tepen kısrakların başını tutmaktan ibarettir. Bunun gece sokaklardaki adına bu andropomorf "iletişim koordinatörlüğü" diyor...Artık tamamen sıfırı tükettiği için tamamen düşe düşe düştüğü gazete ve üstüne para verilip proğram yapılan TV'lere düşmüş.

Fakaat orlardan da bu leşin bu harabe fakültemize düşmesini engelleyenlere başta zatınız olmak üzere her zaman şükran duyuyoruz ve tarihin hafızalarına kaydetmiş bulunuyoruz..

Unutanlara bir kez daha hatırlatalım..İ.Ü.İletişim Fakültesi'nin yönetimi geçen sene bu "iletişim koordinatörü" denilen ASaydam'a şeref payeleri vermeye kalkmıştı...Ama ne yazık ki dersler verdirildi bu kokoya, ama asıl ona ders verdirenler gerçek anlamda manukkanlardır. Gerçi bu memlekette yıllarca da "vatanın namus borcu" vergi diye: Manukyan vergi birincisi oldu ve cesedi ülkücülerin elleri üzerinde kalktı. Her şeye rağmen memleketimizde böyle izan yokluğu ve ahlak boşluklarına düşüyoruz. Türkiyenin en eski iletişim alanındaki akademik mecra olan burası da direkten dönmese böyle bir izansızlık ve ahlaksızlık yapacaktı...Yani reklam dünyasının manukyanın adı bu fakülteye san olarak verilecekti...Tanrım bizi nelerden korumuş!!!

3 Eylül 2006 saat: 12:29 AM, Veysel Batmaz yazdı:

Evet, “Ali Saydam” Fakültemizin bir Salonuna ad olarak verilecekti. Ancak ben, Fakülte Yönetim Kurulu'nda bunu engelledim...Edibe Sözen ve Gül Batuş da beni destekleyerek, Ali Saydam'ın adının Fakültemizin bir anfisine “sponsor” olarak verilmesini önledi. İrfan Çiftçi'nin bu konudaki duyarlılığının yanısıra, onlara da teşekkür ediyorum...

Veysel Batmaz

3 Eylül 2006, saat: 01:16 AM, İrfan Çiftçi yazdı:

Sayın Prof.Veysel Batmaz'ın dikkatlerine,
Efendim rica ederim bir şey değil, biz sadece kamu görevlisi olarak devletimizin kurumlarına sahip çıkma hassasiyetimizi göstermişizdir sizler kadar aktif olmasa da..
Ayrıca İ.Ü.İletişim Fakültesi tarihinde bir karanlık sayfayı aydınlattığınız için ben bütün akademik camia adına başta şahsınıza ve sonra da Edibe Sözen ve Gül Batuş hocalara teşekkür ediyorum gerçekten. Yoksa mazallah, adı yüksek kaldırımda bir büfeye veya zerzavat tezgahına verilmesi gereken bir kişinin ismi bu büyük şanlı ve büyük üniversitenin bir anfisinie ad olacaktı..Bu çok ciddi çünkü bu memlekette Pınar nasıl devrimci olduysa, bu fakültede de böyle isimler hoca davaroloji de ilim dalı bile oldu, ancak çok şükür ki bir yaz yağmuru gibi o günler tamamen bitti artık!!!Bundan sonrasi her halükarda iyilik güzelliktir.
Ancak bu sayfalar kapanırken, Sayın Prof.Veysel Batmaz'ın şimdi açıkladığı gibi bütün diğer yönetim kurulu üyelerini de yıllarca daha böyle ne tarihi kararları aldıklarını biraz hatırlayıp ve bizi de hatırlatıp aydınlatsalar diye öneriyorum.Yoksa bu değerli anılarını 4 sene sınra anlatsalar kimse inanmaz herkes deli gözüyle bakar, aa böyle saçmalıklar da mı olmuştu diye. Şimdi birazcık vakit var..:)) Çünkü yıllarca biz paryalar o yüce kurulun hep akademik, bilimsel, etik ve teorik, hukuki ve üniversal nitelikli yüce kararlar aldığını zannettik, meğer yönetim kurulu toplantısı diye toplanıp böyle gayri ciddi, iğne battı gibi konular da görüşülmüş...Bunu keşke açıklamasaydınız Veysel Bey, yani yüksek kavramı, kaldırımla kurul arasında özdeşlik bağlacı oluveriyor(cemal Süreya'nın dediği gibi) birden bire. İnsan aklı maalsef Heiddeger'in dediği gibi çalışıyor ve maalesef her şey geliyor işte insanın aklına...Ben çok hayal kırıklığına uğradım bu yüksek organ hakkında. Bu fakültenin doçentleri, astrolgları, gastrologları, davarologları ve filozofları ne der ne düşünür bilemem, ama ben sükûtu hayal içindeyim bu şehri stanbulda...Arzederim arzu ederlere..Selam ve saygı ve devletle...

3 Eylül 2006, saat 02:00 AM, Hikmet Kırık yazdı:

Efendim, sataşma gördüm. İrfan bey dostumuzdan. Üstmüme alındım. Geçen sefer de böyle olmuştu. Diploma mevzusunda. Ancak o zaman da tam tatile çıkacağım akşam dı kadere bak şimdi ki de öyle.
Onun için cevap falan yazmayacağım. Sadece ben hiç şaşırmadım irfan bey gibi onu diyeyim dedim. diplomasını "özel" gören bir yaklaşımdan ve başka ne beklenir. Kişi refikin kendi gibi bilirmiş. Bi hususu diyim tatilime çıkayım açıklama işi olcağını sanmam çünkü sayın dekanın uygulamaları hakkında yürütülen soruşturma süreci yapılan edilen şeylerin hiç de küçümsenmiyecek şeyler olduğunu gösterdi. Kurumsal yapılarda yönetim kurulu önemlidir. Ne demek istediğim anlaşılmıştır sanırım
hk

3 Eylül 2006, saat: 09:11 AM, Veysel Batmaz yazdı:

İletişim Dekanı hakkında Rektörlük LUZUM-U MAHKEME kararı almıştır. Yani Dekan Mahkeme'de hukuksuzluk ve ceberrut yönetimi nedeniyle yargılanacaktır. Dekan'ın dosyası kabarıktır. Bu dosyada henüz Ali Saydam örneğinde olan örnekler de yoktur; bir de onlar eklenirse, vay haline İstanbul Üniversitesi'nin...
VB

(Bu yazışmalar yazarların yazdıklarının birebir kopyasıdır; yazım hatalarından Vistilef sorumlu değildir.)